Osmanlı devletinde de müneccimler sarayda bulunmakla beraber; 15’inci yüzyılın sonlarında ‘müneccimbaşılık’ müessesesi devletin bir kurumu olarak çalışmaya başlamıştır. Ali Kuşci, Fatih Sultan Mehmet’in daveti üzerine İstanbul’a saraya gelmiş ve önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinde yine müneccimlere danıştığı ve son saldırı zamanını da onlara göre belirlediği çeşitli yazılı eserlerde anlatılmaktadır. Sultan II. Beyazid döneminde müneccimbaşılık teşkilatının var olduğu günümüze kadar gelen yazılı eserlerden anlaşılmaktadır. Birçok müneccim ve müneccimbaşının isimlerine bu eserlerde rastlanılmaktadır. Bunlardan en meşhur olanlardan birisi de Takyüddin’dir.
Müneccimbaşlarının bu görevlerinin dışında kadılık ve müderrislik görevlerini de yaptıkları günümüze kadar gelen yazılı eserlerden anlaşılmaktadır. Evliye Çelebi müneccimbaşlarının resmigeçit töreninde Kazaskerler eş değer makam ve mevkide olduğunu söylemektedir. Hekimbaşılık görevini yapan ve Anadolu ve Rumeli Kazaskeri unvanını almış olan müneccimbaşlarından bahsedilmektedir.
Müneccimbaşılık kurumu Topkapı Sarayı ve Bab-ı Ali de bulunmuştur. Müneccimbaşlarının göreve atanmaları veya alınmaları hekimbaşlarının inhası ile olurdu. Ancak hem hekimbaşı hem de müneccimbaşı Silahtar Ağa’ya bağlıydılar.
Gökler rehberimiz yolumuz ışık olsun.
Dr. Astrolog Şenay Devi